Türkiye ekonomisi, tarih boyunca dönemsel dalgalanmalar yaşamış olup son yıllarda küresel ekonomik krizler, pandemi ve jeopolitik gelişmeler gibi çeşitli etkenlerden etkilenmiştir. 2025 itibariyle, ekonomi hala toparlanma sürecinde olup büyük oranda enflasyon, cari açık ve döviz kurları gibi temel ekonomik göstergelerin baskısı altındadır.
1. Enflasyon ve Faiz Politikaları
Türkiye’de enflasyon, son yıllarda yüksek seviyelerde seyretmiş ve halkın alım gücünü ciddi şekilde etkilemiştir. 2024 itibariyle, resmi rakamlar çift haneli enflasyon oranlarının devam ettiğini göstermektedir. Merkez Bankası, enflasyonla mücadele etmek amacıyla faiz artırma politikası izlerken, bu durum kredi faizlerini de yükselterek yatırımların ve tüketici harcamalarının azalmasına yol açmıştır.
Ancak, özel sektör ve bireyler üzerindeki borç yükü arttığı için ekonomik büyümeye zarar vermeden enflasyonu kontrol altına almak büyük bir denge unsuru olmaya devam etmektedir.
2. Döviz Kurları ve Cari Açık
Türkiye’nin döviz kurlarına olan hassasiyeti, ithalata dayalı sanayi yapısından kaynaklanmaktadır. Son dönemde, TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesi ithalat maliyetlerini artırırken, ihracat tarafında belirli avantajlar yaratmıştır. Ancak, enerji ve hammadde gibi temel ihtiyaçların büyük oranda ithal edilmesi cari açığın sürekliliğini sağlamaktadır.
Yatırım ortamındaki belirsizlikler ve faiz politikaları nedeniyle yabancı sermaye girişleri azalmakta, bu da döviz ihtiyacını artırmaktadır. Cari açığın kontrol altına alınabilmesi için yerli üretimi ve sanayiyi destekleyici reformlara duyulan ihtiyaç öne çıkmaktadır.
3. İşsizlik ve Gelir Dağılımı
Türkiye’de işsizlik oranları pandemi sonrası toparlanma sürecinde kademeli olarak düşse de, hala özellikle genç işsizlik oranları yüksek seviyelerde seyretmektedir.
Asgari üret düzenlemeleri ve sosyal destek programları geliri düşük kesim için bir nebze rahatlama sağlasa da, enflasyonun hızlı artışı nedeniyle reel gelirlerde erime yaşanmaktadır. Bu durum, sosyal adaletsizlikleri ve ekonomik eşitsizlikleri gündeme getirmektedir.
4. Yatırım ve Sanayi Politikaları
Sanayi ve teknoloji alanındaki yatırımlar, ekonomik büyümeyi destekleyen en önemli faktörler arasındadır. Son yıllarda savunma sanayii ve enerji yatırımları öne çıksa da, özellikle teknoloji odaklı üretim ve tarım sektöründe yeterli büyük atılımlar yapılamamıştır.
Yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisini çekmek için hukuki ve mali altyapının güçlendirilmesi kritik bir noktadır. Ancak mevcut ekonomik istikrarsızlıklar, uzun vadeli yatırımları olumsuz etkileyebilmektedir.
5. Gelecek Beklentileri ve Çözüm Önerileri
Türkiye ekonomisinin sürekli büyüyen ve gelişen bir yapıya kavuşabilmesi için şu alanlara odaklanılması gerekmektedir:
- Enflasyonu düşürecek politikalar: Para politikalarının istikrarlı hale getirilmesi, faiz politikasının döviz kuru ve enflasyon dengesi gözetilerek belirlenmesi.
- Sanayi ve teknoloji yatırımları: Katma değerli üretime yönelik desteklerin artırılması ve sanayi reformlarının hayata geçirilmesi.
- Enerji ve dış ticaret politikaları: Yerli enerji kaynaklarının etkin kullanımı ve ihracatın teşviki.
- Yatırım ortamını iyileştirme: Hukuki altyapının ve finansal güvenliğin sağlanması.